GoLang’in resmi evrensel yükleyicisi olmamasına karşın topluluğun pek de bilinmeyen bir evrensel yükleyicisi bulunmaktadır.
Author: Haydar ŞAHİN
ISBN : 9786055029760
Yayınevi : Kolektif Kitap
Yazarın kitabın başında tarafsız tarih yazımı olmadığından dem vurup, ardından tüm olayları sosyalist tezleriyle anlatması “bu ne perhiz bune lahana turşusu” dedirtti. Dil her ne kadar iyi kulanılmış olsa da kitap içerisinde amaçlı bilimsellikten uzak anlatım insana “ben ne okuyorum ya” hissi veriyor. Yazarın Amerikan devlet üniversitesinde ders veren bir sosyalist olduğunu öğrenince taşlar yerine oturuyor.
ISBN : 9786053757818
Yayınevi : İthaki Yayınları
Öncelikle kitabı bilim kurgu okuyayım diye okuyacaksanız, okumayın! Evet bu kadar eminim. Yazarın bilim kurgu eserleri var diye mi bilinmez, bilim kurgu listelerinde yer alıyor. Kitap bildiğin düm düm distopya. Cesur yeni dünyayı okumuş ve pekte beğenmemiş birisi olarak bu kitabın ondan daha iyi olmadığını söylemem gerek.
Ray Bradbury güzel bir konuyu (bunu okuyorsanız zaten konuyu bildiğinizi var sayarak kitabın özetini es geçiyorum.) kötü bir anlatıcılıkla anlatmış. Kitabın içerisinde başka kitaplardan bol bol alıntı yapılması da bunun üzerine tüy dikmiş. O kitapları okumadıysanız (Ki okumadınız) oralardan edebi alıntılar hoş gelmeyecektir.
ISBN : 9789754371543
Yayınevi : Ötüken Neşriyat
Kitabı okurken ara ara ne kadar da bize benziyor diye düşünmekten kendimi alamadım. Çok yalın bir anlatıma sahip ve bu edebi yönünden en ufak bir şey kaybettirmiyor.
Kurtuluş Projesi – Andy Weir
ISBN : 9786257442398
Yayınevi : İthaki
Gerçekten akıcı ve yazarın önceki kitaplarının üstüne koyduğu bir eser. Gelecekte bilim kurgu klasikleri arasına girebileceğini düşünüyorum. Andy WEIR yazarım diyenlere resmen nal toplatıyor.
Hikayemiz uzak yıldız sistemlerinden gelen astrofaj adındaki tek hücreli canlıların amiyane tabirle dünya ile güneş arasına kaçak hat çekmesiyle başlıyor. Allah’tan olay Türkiye’de geçmiyor yoksa bunun parası da kayıp kaçak bedeli olarak bize girerdi.
MOMO – Michael ENDE
Yayınevi: Pegasus
ISBN : 9786052993019
Bu kitabı zamanı nasıl verimli kullanacağımı düşündüğüm bir sıra okumam, hayatın bana ufak bir latifesi olmalı. Hikaye Momo adlı bir kız çocuğunun insanların zamanını çalan duman adamlara karşı yaptığı mücadeleyi anlatıyor. Bunun üzerinden keyifli zaman geçirmenin, dostluğun ve arkadaşlığın önemine dem vuruyor.
PHP’de PDO ile Veritabanı İşlemleri
PDO veritabanlarına bağlanmamıza yarayan bir API‘dır. (Okunuşu : AyPiAy, İng. Application Programming Interface, Tr. Uygulama Programlama Arayüzü) Bilgisayarımızda işletim sisteminin donanımlara ulaşmasını sağlayan yazılımlara driver denir. PDO API’ını buna benzeterek veritabanlarıyla iletişim kurmamızı sağlayan bir driver olduğunu söyleyebiliriz. Her veritabanı işleminde veritabanı bağlantımzı kurmalıyız.
Bunun için bir DSN (Okunuş: DiEsEn, Ing. Data Source Name, Tr. Veri Kaynağı Adı) yazmamız gerekiyor ki PDO verileri hangi sunucu, port ve veritabınından (PDO MySQL dışında farklı veritabanlarını da desteklemektedir.) çekeceğini anlasın.
PHP’de sık sık geri çağırma fonksiyonlarını array_map(), array_filter() ve array_reduce() gibi fonksiyonlarını kullanıyoruz. Peki bunların nasıl çalıştığını hiç merak ettiniz mi? Bu yazıyı okuduğunuza göre merak ettiniz. Tamam o zaman başlıyorum. Siz kaşındınız…
Bilemiyorum Altan… Bilemiyorum…
Yayınevi : Kuzey Yayınları
ISBN : 9789944315791
Senelerdir okumak isteyip de sonunda okuduğum bir kitap olmasına karşın bu kitaba puan verirken büyük ölçüde kararsızım. İçerik bakımından yenilikçi bulsam da Richard DAWKINS gibi bir çok kitap yazmış bir yazarın artık 40.yılını kutlayan bir eserinde okunabilirliği bu denli düşüren hatalar yapmasını sindiremiyorum. Üstüne yayınevin kitabı reklam panosuna çevirmesi ve çevirilerde gördüğüm saçmalıklar da (Çeviri için haksızsam çok özür diliyorum ama bu cümleyi kurmadan önce çok düşündüm) eklenince sadece içeriğe odaklanıp yüksek puan veremezdim.
Bu yüzden esere edebi yönü ve içerik olmak üzere iki açıdan yaklaşacağım.
Nesne yönemli programlama genelde kısa adı olan OOP (İng. Object Oriented Programming) ile anılmaktadır. OOP için biz ölümlülerin karmaşık projelerdeki sıkıntılı olayları gerçek hayata yakınsayarak çözme çabası desek herhalde sürçülisan etmeyiz.
Bu olay biz geliştiricilerin hayatını o kadar kolaylaştırıyor ki anlatırken kendimi Eminönü’nde turistlere mal satmaya çalışan esnaf gibi hissediyorum. – @haydar
Bu yaklaşımı anlatırken korkutmamak adına tümevarım tekniğini kullanacağım. 😀 Korkmayın dinozor avlamak kadar zor değil.